MardinLife Mardin Tanıtım Rehberi
gecmisten funumuze derik
Derik tarihi incelenilirken; Derik ilçe merkezinin kuruluşu ve ilçe merkezi çevresinde kurulan medeniyetlerin tarihi olmak üzere iki yapılanma göz önüne alınmalıdır. Derik İlçe merkezi etrafında kurulan medeniyetlerin tarihi, Neolitik dönemden başlayarak 1923 Cumhuriyet dönemine değin sürmüştür. İlçemiz birçok dönemde Derik olarak anılmamakta sadece Mardin eşiği olarak ve Mazı Dağları eteği olarak sahnede yer almaktadır. Şemseddin Sami, Kâmusül Alâm (Tarih ve Coğrafya Ansiklopedisi) adlı eserinde Derik ilçesini, Diyarbakir vilâyetînin Mardin sancağına bağlı, kaza merkezi bir kasaba olarak tanıtmaktadır. Ancak, başta Tepebağ olmak üzere Derik etrafında bulunan dağlarda ve çevresinde birçok medeniyetin ayak izleri rahatlıkla görülmektedir. Bir kaç tane örnek sayarsak "Kral Kızının Tahtı","Rabat Kalesi", "Sisan Harabeleri","Dermetinan Kalesi ve Manastırı","Burç Kalesi", Fıttın Harabeleri, Zorava Harebeleri, Kerküşti Harabeleri,vb. birçok yerle henüz gün yüzüne çıkmamış bir sürü yerleşim yerinde aşağıda belirtilen medeniyetlerin ayak izleri açık bir şekilde görülmektedir. Tarihsel çerçeveden bakıldığında Derik ilçesinin bu medeniyetlerde bu kadar önem kazanmasının temel nedeninin coğrafi yapısı olduğu görülmektedir. Derik, coğrafik yapısı itibarıyla üç tarafı dağlarla çevrili ve güneyi Suriye sınırlarına değin uzanan ovalıktır. Bundan dolayı stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü genelde Derik'de bulunan tarihi medeniyet izlerinin bulunduğu yerler özellikle Derik etrafını çevreleyen dağlarda mevcuttur. Milattan önce ve milattan sonraki dönemlerde medeniyetlere ait izler genelde bu dağlarda olup sürekli savaş halinde olan bölgenin Mazıdağı eteklerinden, yani Diyarbakır yönünden gelen bütün gelişmeleri gözle görebilecek bir konumdadır. Aşağıda, Derik'de milattan önce ve milattan sonra hüküm süren medeniyetleri görebilirsiniz:
DERİK
Derik, M.Ö.83 yılında Silvan'da kurulan ve M.Ö. 77 yıllarında Derik'i sınırları içine alarak hüküm süren Tigran krallığı başta olmak üzere, Bizanslılar, Sasaniler, Artuklular, Romalılar ve daha birçok medeniyetin egemenliği altına girmiştir. Derik'i dünyaca meşhur eden zeytinliklerin tümünün Tigran krallığı döneminde ekildiği bilinmektedir. Bu anılan zamanlar içerisinde Derik ilçe merkezi henüz kurulmuş değildi. Bizans ve Roma döneminde altın çıkarıldığı ve Gümüşyuva Köyü'nde gümüş madeni olduğu bilinmektedir. İlçemizde milattan önceki çağlara ait oyulmuş mağaralar bulunmaktadır. Özellikle Tepebağ'daki yapılar ve çıkan bulgular sonucu, buranın ilmi ve ticari alanda önemli bir merkez olarak kullanıldığı görülmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu Mardin ve Diyarbakır illeri hangi devletin egemenliğine girmişse Derik ilçesi de bu egemenlikten nasibini aldığı ortaya çıkmıştır. Mesela Derik de "Kral Kızının Tahtı" denilen bir mevki vardır. Bu mevkide günümüzde dahi Bizans ve Roma dönemine ait sikkeler yağmurda toprak aşınması sonucu ortaya çıkmaktadır. O bölgenin mimari yapısı Roma ve Bizans yapısı ile paralellik göstermektedir. Derik'in kuzeybatı yönünde bulunan Sisan Köyü, Sasanilerin kalıntılarını açık bir şekilde taşır. Derik'in 3 km güneyinde bulunan Tepebağ Mahallesi'nde Mağara dönemine ait Mızrak uçları taş avadanlıklar bulunmuştur. Mardin, Selçuklulara bağlı Artuklular'ın egemenliğine girdiği zaman Derik ilçesinin 15 km batısında bulunan Rabat Kalesi (Hisaraltı) içerisinde birçok yapı inşa edilmiştir. Hisaraltı Köyü'nün kuzeyinde sarp bir vadinin doğusunda bulunan Rabat Kalesi, sert kalkerli bir arazi üzerinde yükselir. Kale Artuklular devri olmak üzere ondan önceki medeniyetlerin izler bıraktığı bir eserler yumağı olmuştur. Kale 1500 metrelik bir alanda kurulmuş, 13 burçlu 4 köşesinde 15 - 20 metre yüksekliğinde 4 gözetleme kulesi bulunan muazzam bir yapıdır. Kaledeki su sarnıçlarının kalıntıları hala sağlamlığını korumaktadır. Gümüşyuva Köyü'nde gümüş madeni olduğu herkesçe bilinmektedir ve maden ocağı kalıntıları mevcuttur. Mardin Romalıların eline geçmeden önce Ermeniler hüküm sürmüştür. Bundan dolayı hem Derik içinde hem köylerinde birçok kilise inşa edilmiştir.
HÜKÜM SÜREN MEDENİYETLER
Millattan Önce
3000 Mittaniler, 2350 Akkad ve Sümerler, 2300 Akkadlar, 2216 Sümerler, 1800 Babiller, 1595 Kasiler, 1350 Asurlular, 612 Medler, 585 Persler, 330 Büyük İskender Dönemi, 327 Selefkoslar, 129 Partlar, 66 Romalılar.
Millattan Sonra
200 Sasaniler, 600 Caris Oğlu Arus Yönetimi, 639 İyad B. Ganem komutasındaki İslam orduları tarafından fethedilme (Hz.Ömer Dönemi). 639-739 İslam dinine giren Arsus Kızı Mariye ve Torunu Amuda Dönemi (739-837 yılına kadar bu yöreler yıkık ve virane kaldı.) 837-894 Musul Hükümdarı Al-i Hamdan Dönemi, 894 Halife 16. Mu'tadıt Billah tarafından Mardin ve çevresi boşaltılmıştır. 930-977 Nasırüddevle Hasan Dönemi, 977-1084 Mervaniler Dönemi, 1105-1400 Artuklu Devleti Dönemi, 1394 Moğol İmparatoru Timur'un istilası, 1400-1468 Karakoyunlular Dönemi, 1468-1507 Akkoyunlular Dönemi, 1507-1515 Sefevi Devleti dönemi. 1515-1923 Osmanlı İmparatorluğu dönemi, 1923 Cumhuriyet döneminden günümüze kadar.
İLÇE MERKEZİNİN KURULUŞU(1450)
Derik İlçe merkezinin kuruluşu Aslen Tunceli Hozat Nazmiye, Pülümür üçgeninde bulunan Rutan Aşireti mensubu olan Davudoğulları ile Kayıhanlılar tarafından kurulan bir yerleşim birimidir. Kendi aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu Tunceli'den Diyarbakır Têrkan bölgesine göç etmişlerdir. Diyarbakır'a yerleştikleri köye yine Tunceli'de bulunan aşiretlerinin isimleri olan Rutan ismini vermişlerdir. Daha sonra yörede bulunan Mirlerin miri olan Çıplak Heso'yu öldürdükten sonra tekrar göç eden bu iki kabile şimdiki Derik merkezi olan alana gelmişlerdir. Davudoğulları dağlık kesime Kayıhanlılar ovalık kesime yerleşmişlerdir. O dönemde henüz Derik ilçe merkezi kurulmamıştır. Günümüzde dahi o bölgeler bu kişilerin isimleriyle anılmaktadır.(1450 - 1500) Derik, Coğrafik yapısı itibariyle üç tarafı dağlarla çevrilmiş olup güney kesimi göz alabildiğince Suriye sınırları ve Harran ovasına komşu olan ekilebilir ovalıktan ibarettir. Yüzölçümü 1397 km² olup, 1800 yılında Osmanlı imparatorluğu iktidarının son asrında Diyarbakır iline bağlı bir ilçe iken birçok kere belirli sancaklara ve vilayetlere bağlandıktan sonra, 1923 yılında yapılan bir referandumla Mardin iline bağlanmıştır. 1933 yılında ilçemiz 2657 nüfusa 578 haneye sahipti.(Sınır komşumuz olan Kızıltepe'de 255 kişi ve 70 hanesi mevcuttu, şimdi ise nüfusu 150 bini aşmış durumdadır.) Anlatılan dönemde ilçede dört kilometre yol, iki doğal çeşme mevcuttu. O süreler içerisinde su kullanma yeri olarak sadece serê kül êbe ve Cevizpınar Çeşmeleri vardı. Bütün ilçe üç lüks lambası ile aydınlatılmaktaydı. Sadece gayri fenni olarak bir mezbaha mevcut olup günde üç koyun kesilmekteydi. Bir ilkokul, yetmiş dükkân ve Ermeni vatandaşlarımızın kurduğu bir zeytinyağı fabrikası mevcuttu.
GÜNÜMÜZDEKİ SOSYOLOJİK YAPI
Derik İlçe merkezinde toplam 8 mahalle vardır. Cevizpınar, Dağ, Kale,Bahçelievler Küçükpınar,Söğütözü, Zeytinpınar, Tepebağ (25.07.2004 tarihinde mahalle olmuştur.) Köy sayısı 69,Mezra sayısı 93'tür. Toplam yerleşim yeri 162'dir. Denizden 780 metre yükseklikte kurulmuştur. İlçenin etrafındaki dağların yüksekliği 1500 metreyi geçmez. Hakkâri sıra dağlarının bir kolu olan Mazı Dağlarıyla çevrilmiştir. Derik'te yetişen başlıca tarım ürünleri: Buğday arpa mercimek, nohut, pamuk, zeytin, incir, nar, ceviz, badem, üzüm, kavun, karpuz ve mevsim sebzeleridir. Ekilebilir alan 950.000 dekardır. Bu alanın dörtte üçünde buğday, arpa ve mercimek ekimi yapılır. İlçede 20.000 dekarlık bağ mevcuttur. Zeytincilik konusunda yapılan araştırmalar sonucu hemen hepsi verim çağında olan 140 000 ağacın olduğu saptanmıştır. İlçemiz zeytin, incir ve üzüm ile ünlenmiştir. Bilhassa zeytin diğerlerinden daha büyük bir öneme sahiptir. Son dönemlerde Derik zeytini, girdiği uluslararası yarışmalarda derece almıştır. Ayrıca, İlçedeki en yaygın ve Dünya geneline nam salmış olan toprağın apayrı bir lezzet kattığı tandır ekmeği, ilçenin vazgeçilmez ekmek pişirme yöntemidir.
İLÇEDEKİ ZİYARET EDİLMESİ GEREKEN YERLER
SİN U SEYDOŞ
Hazreti Sin ve Hazreti Seydoş İslamiyeti yaymak amacıyla bölgeye gelen ve bu bölgede yaptıkları savaş sonucunda şehit olduğuna inanılan iki kardeştir. Hz. Seydoş'un mezarı Derinsu Köyünde bulunmakta ve bu tarihi mezarlık zaman içinde mezar hırsızlarından dolayı harap olmuş durumdadır. Mezarların mimari yapısı oldukça dikkat çekicidir. Bu çekicilik nedeniyle altın ve değerli eşyaların olduğu sanılarak tarihinin eskilere dayandığı bilinen fakat yeterli bilgiye sahip olmadığımız türbelerden bu güne kadar birkaçı dayanabilmiştir. Hz. Sin türbesinin bulunduğu yerdeki membaının akıcılığı ilginçtir. Bazen hiç kurumayacak gibi akan memba, bazı zamanlarda ise sanki hiç su akmamış bir kaynak görünümü vermektedir.
BABA ÖMER
Alagöz ve Dumluca Köyleri arasında bulunan yatır ve iki ayrı yerden yüzeye çıkarak doğa ile kucaklaşan su kaynakları ile bölge insanın gönlünde ayrı bir yeri vardır. Bu su kaynakları yörede "Baumbar" olarak bilinir. Kaynakların etrafı söğüt ağaçları ile çevrili olup, piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Buradan çıkan su ile Ballı, Beşkavak ve Dumanlı köylerindeki bahçe ve tarlalar sulanmaktadır. Baba Ömer'in mezarının olduğu çevrili alanın tavanının birçok kere inşa edilmesine rağmen bilinmeyen bir nedenle çöktüğü söylenmektedir. Kaynaklara ismini veren yatırda gömülü bulunan kişinin Rabat Kalesini kuşatan ve bu kuşatma sırasında yatırın bulunduğu yerde şehit olan İslam Ordularının sancaktarı olduğu sanılmaktadır. (Nasıl Gidilir: Birçok güzergâhtan gidilmesine rağmen en fazla tercih edilen yol, araba ile Derik'e 13 Km mesafede bulunan Alagöz Köyü'ne, oradan da 1,5 km güneybatı yönünde bulunan piknik ve ziyaret alanına gidilerek ulaşılır.)
İLÇEMİZDE TARIM VE TARIMSAL FAALİYETLER
Derik İlçesin üç tarafı dağlarla çevrili güneyinde uzun uzadıya çok geniş ve Suriye sınırına kadar uzanan bir ova mevcuttur.İlçenin doğu ve güneydoğu kesiminde Gap bahçeleri, batısında Korta bağları ve Haramya bahçeleri, kuzeybatısında Haramya zeytinliği, güney ve güneybatısında Dahl ile Tepebağ bahçeleri bulunur. İlçede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri : Buğday, Arpa, Mercimek, Nohut, Pamuk, Zeytin, İncir, Nar, Ceviz, Badem, Antepfıstığı, Üzüm ile Kavun-Karpuz ve mevsim sebzeleridir. Derik'te ekilebilir tahmini alan 970.000 dekardır. Bu ekilebilir alanın büyük bir kısmında Buğday, Arpa ve Mercimek ekimi yapılmaktadır. İlçede uygulanan üretim tekniklerinin ilkelliği yüzünden tarımsal üretimdeki dekara verim oldukça düşüktür.
Yeniliklere açık olmayan, modern tarım tekniklerini kullanmayan üreticilerin verimleri Türkiye ortalamasının altında olmasını bırakın, ortalamadan her yıl negatif yönde uzaklaşmaktadırlar. Teknik elemanların sondaj konusundaki yoğun çiftçi ziyaretleri ve Ziraat Bankasının olumlu yaklaşımı sonucu bir çok çiftçi tarlalarına sondaj vurarak açtıkları kuyulardan su çıkararak sulu tarıma geçmiştir. Bu sefer orataya sulu tarım üretim kültürünün,bilgisinin yokluğu sorun olmuştur.
Sulu tarım üretim teknikleri konusunda çiftçilerin hazırlıksız oluşu, yörede yol gösterici konumunda olan ve sulu tarım üretim teknikleri konusunda yeterli bilgiye sahip olan teknik elemanların olmaması ve mevcut olan teknik elemanların yeterli olamayışı,çiftçilerin sulu tarımdan ekonomik yönden yeterince faydalanmadıkları gerçeğini orataya koymuştur. İlk başta yeraltı su kaynaklarının sondaj vurularak çıkarılması için olağanüstü destek veren Ziraat Bankası Derik şubesi bugün için bu krediyi artık kullandırmak istememektedir. Çiftçilerin ve mevcut teknik elemanların sulu tarım konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olamayışları ve yöredeki elektrik enerjisinin düzensiz ve yetersiz oluşu nedeniyle hedeflenen-arzulanan sulu tarımdaki ekonomik canlanma yakalanamamıştır.Bu durum Ziraat Bankasından kredi kullanan çiftçilerle bankayı karşı karşıya getirmiştir. İlçede durum böyle iken bir çok icra-haciz olayının yaşanacağı kaçınılmaz olacaktır.
Derik ilçesi yetiştirilen zeytin, üzüm ve incir yönünden meşhurdur. Derik bu meyvelerle adeta özdeşleşmiştir. Bunların arasında zeytinin önemi daha büyüktür.Yetiştirilen zeytin çeşitlerinden (halhali, zoncık, beloti, mavi, melkebazi..vs.) özellikle halhali çeşidi dikkat çekici ve en önemlisidir. Halhali zeytin çeşidinin Dünyadaki orjini Derik ilçesi olup, ilçede üretilen zeytin çeşitleri arasında üretim bakımından birinci sırada yer alır. 33% yağ oranına sahip halhali, yağlık bir çeşit olmasına rağmen yeşil kırma sofralık olarak tüketilmektedir. Derik için efsanevi bir çeşit olan halhali zeytini mitolojik bilgilere göre 8000 yıldan beri Derik'ten dünyaya yayılmaktadır. Uzun ömürlü hata bazı bilim adamlarınca ölümsüz diye tarif edilen zeytin, tahminimize göre geçmişi 8000 yıldan fazla olduğu yönündedir. Derik'teki iklim özelliği her nekadar karasal iklim özelliğindeyse de meteorolojik veriler ışığında Derik ikliminin karasal iklim değilde, akdeniz iklimi ile karasal iklim arasında geçit bölge olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır.Bu iklim özelliği sayesinde ilçede bir çok sebze ve meyve yetişmektedir.
Derik'te yaklaşık 20.000 dekar bağ alanı olduğu tahmin edilmektedir. Bağ alanı devamlı olarak artış göstermektedir. Üretilen üzümler sofralık ve şıralık olarak tüketilmektedir. Son yıllarda bazı üreticilerin dinen günah demelerine rağmen Derik'te üretilen üzümün bir kısmı Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'teki üzüm işleme sanayisine hammadde olarak gitmektedir. Yetiştirilen üzümün geriye kalan kısmı ise ilçe merkezi ile çevre il ve ilçelerde ( Kızıltepe, Mardin, Viranşehir, Diyarbakır...) sofralık olarak tüketilmektedir. Üreticiler tüketimleri için elde ettikleri şırayı pekmez, pestil, sucuk ve kısmen şarap olarak değerlendirmektedirler.
Yine ilçede üretilen ve Derik İnciri olarak bilinen incir, ilçe merkezi ile köylerde, çevre il ve ilçelerde pazarlanmaktadır.Bugün için Derik inciri pazarda ısrarla aranan incirler arasında birinci sırada yer almaktadır.Derik İnciri sofralık ve (kışın yemiş olarak tüketilmek üzere) kurutmalık olarak değerlendirilmektedir. İlçede kapama incir bahçeleri bulunmamaktadır. İncir karışık meyve bahçeleri içinde başta merkezdeki bahçeler olmak üzere Ofi, Kataro, Telbisim köylerinde ve az miktarda Zorava köyünde üretilmektedir.
Derik'te üretilen Buğday, Arpa ve Mercimek üretim alanı içerisinde en büyük paya sahiptir. bilinçsizce yapılan üretim ile dekara verim oldukça düşüktür. Elde edilen ürünler ihtiyaçlar ayrıldıktan sonra piyasada satılmaktadır. Bu ürünlerin bir kısmı devlete bir kısmı tüccara satılmaktadır. Buğday, TMO.tüccar ve vatandaşa satılmaktadır.Arpa, az miktarda TMO ile tüccara satılamakta, bir kısmı hayvan üreticileri tarafından satın alınmaktadır. Mercimekte ise tüccar birinci alıcı durumundadır. Az miktarda TMO ve vatandaş almaktadır.
Derik'te üretilen pamuk Çukobirlik ve tüccarlara satılmaktadır. Bu kadar geniş bir üretim çeşidine rağmen hiç bir bitki desenine göre sanayi gelişmemiştir. Derik'te maddi durumu iyi olanlar girişimci kimliğine bürünmemiş ve ilçede yatırım yapma gayret ve çaba içerisine girmemiştir.
İLÇEMİZDE HAYVANCILIK
Derik'te hayvan varlığı küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Bu hayvan varlığı küçükbaş ve büyükbaş olarak bölünmüştür.Ova kesiminde çoğunlukla büyükbaş,dağ köylerinde küçükbaş hayvan varlığı hakimdir. İlçede halk arasında mandıra ve şirket olarak adlandırılan süt toplama merkezleri ilçeden topladıkları sütü başka illere götürerek işlemektedir.
Tamamen doğal koşullarda elde edilen sütten yapılan yoğurt ve peynirin tadı adeta bağımlılık yaratmakta ve devamlı aranmaktadır. Bugün için Derik Peyniri muhtelif zamanlarda Ankara. İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Nevşehir, Niğde, Kayseri gibi bir çok merkezlerde pazar bulmaktadır. Derik Yoğurdu yine peynir gibi bir çok yerleşim biriminde pazar bulmaktadır. Tarımda olduğu gibi Hayvancılıktada kooperatifçilik ve girişimcilik gelişmemiş, elde edilen ürünler başka merkezlere götürülüp işlenmektedir. Yine devamlı olarak Derik'ten yurtiçine ve bazen yurtdışına canlı hayvan sevkiyatı yapılmaktadır.
Derik'teki hayvan varlığının %70-80 i dağ köylerinde yoğunlaşmıştır. Dolayısıyla dağ köylerinin tek geçim kaynağı alternatifsiz olarak hayvancılık olmuştur. Ova köylerinin geçim kaynaklarının başında tarımsal üretim gelmektedir. Daha sonra hayvancılık ve az miktarda Irak'tan getirilen petrolün taşımacılığı gelmektedir. Hayvancılıktaki bilinçsiz üretim tarımsal üretimdeki akibeti yaşamaktadır.
İLÇEMİZDE TİCARET VE TİCARİ DURUM
Derik'te ticaret kısır bir döngüde oluşmaktadır. Ticaretin hemen hemen hiç olmayışı esnaf vatandaşın belini bükmüştür. Derik'teki malların pahalı olduğu görüntüsü ilçeye bağlı köyleri Derik'ten uzaklaştırmış ve alışverişlerini tümü ile Kızıltepe ve Viranşehir'e kaydırmıştır. Genel anlamda Derik'te ticaret bitmiştir denilebilir.
İlçeye sıcak para girişinin kıt oluşu ve diğer etmenler sonucu bir çok esnaf vatandaşın göç etmesine neden olmuştur. Çok eski bir yerleşim ve ticaret merkezi olmasına rağmen, Derik modern ilçe olma yönünde hemen hemen hiç bir ilerleme kaydedememektedir. Böylelikle Derik tarihi geçmişine rağmen hiçte haketmediği koca bir köy görüntüsünden kendisini bir türlü kurtaramamıştır. Kocaman köy olmasının nedeni, devletin hiç yatırım yapmayışı yanında ilçe zenginlerinin de ekonomik olarak kıbırdamayışı başlıca etkenlerdendir. Bugün için Derik'te ticaret ilçe merkezinde görev yapan devlet memurlarının yaptığı harcamalar ile döndüğünü söylemek hiçte yanlış değildir.
İLÇEMİZİN SANAYİİ
İlçedeki sanayinin hemen hemen hiç olmadığını söyleyebiliriz. Bugün Derik'te sanayi alanında üretim çok az sayıda sanatkar mevcuttur. İlçeye Küçük Sanayii Sitesi inşaa edilebilir. Bu ve bunun gibi eksiklikleri gidermenin belkide tek yolu girişimcilerin eksikliği veya ortaya çıkmamalardır.
İLÇENİN GELENEK VE GÖRENEKLERİ
Düğün:
İlçedeki düğünler genellikle 3 gün sürer. Herhangi bir sosyal tesisin olmaması sebebi ile genelde açık alanlarda yapılır. Davul zurna ve bağlama eşliğinde yöresel oyunlar oynanılır, düğünü damat babası organize eder ve bütün masrafı babası karşılar. Her üç gün de öğlen ve akşam yemeği yapılır gelen misafirler ağırlanır.
Hezalok Geleneği:
Genelde düğünlerde saz çalanlar tarafından icra edilen bir gelenektir.
Düğün:
İlçedeki düğünler genellikle 3 gün sürer. Herhangi bir sosyal tesisin olmaması sebebi ile genelde açık alanlarda yapılır. Davul zurna ve bağlama eşliğinde yöresel oyunlar oynanılır, düğünü damat babası organize eder ve bütün masrafı babası karşılar. Her üç gün de öğlen ve akşam yemeği yapılır gelen misafirler ağırlanır.