MardinLife Mardin Tanıtım Rehberi
Kiziltepe Tarihcesi
Kızıltepe ve Mardin bölgesinde M.Ö. VI. yüzyılda Ortadoğu'nun en dinamik gücü olan İran kökenli Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti söz konudur (M.Ö. 539-331). İmparatorluk I. Dara zamanında (M.Ö.522-485), Satraplıklara ayrılarak yönetilmeye başlanmış ve Mardin bölgesi Suriye-Finike-Filistin satraplığına bağlanmıştır.
Bölgedeki Pers egemenliği, M.Ö. 331'de Makedonyalı Büyük İskender'in Erbil yakınlarında Pers ordusunu yenilgiye uğratmasıyla son bulmuştur. M.Ö.323 yılında Büyük İskender'in ölümünün ardından, komutanlar ve askeri valiler (diadoklar) imparatorluğu nüfus alanları halinde paylaşmaya girişmişlerdir. Bu paylaşım sonucunda Mardin bölgesi, imparatorluğun doğu kısmının neredeyse tamamını eline geçiren Selevkosların elinde kalmıştır. Selevkos krallarından IV. Antiokos Epifanes'in Helen kültürünü yayma çalışmaları karşısında bölgenin yerli halkları olan Aramiler ve Ermeniler buna tepki göstermek-teydiler. Bu tepkiler çatışmalara dönüşmeye başladığı sıralarda Partlar, kralları I. Mitridates (M.Ö. 171-138) önderliğinde bölgedeki Selevkos varlığını tehdit edecek kadar güçlenmişlerdi. Dicle kıyısındaki önemli merkezlerini birer birer kaybetmeye başlayan Selevkosların bölgedeki varlığı, M.Ö. 129'da Part Kralı II. Ferhad'ın akınları ile sona ermiştir.
Partların bölgedeki etkinliği artarken M.Ö.132'de Şanlıurfa yöresinde Aramiler, Arap bir hanedanın önderliğinde Abgar (Abgerm) Beyliği'ni kurdular. Etkisi Kızıltepe yöresine kadar ulaşan bu beylik, M.Ö. 88-70 yıl-larında bölgede varlık gös-teren Ermeni Tigran Beyliği'nin baskıları sonucu yıkılmıştır. Bu dönemde Kızıltepe'nin önemli bir yerleşim alanı olduğunu düşünmekteyiz. İsmini Ermeni Kralı Tigran'dan alan krallığın başkenti Tigranokerta'nın Kızıltepe olduğu konusunda halen süren ciddi tartışmalar söz konusudur. Batı Asya'ya doğru ilerleyen Doğu Roma İmparatorluğu, Kızıltepe Ovası'nı ve Nusaybin'i alıp Ermeni beyliğine son verdikten sonra Partlar ile karşılaşmış, fakat onlar karşısında başarı sağlayamamışlardır. Nitekim M.Ö.37'de Roma İmparatoru Antonius, Partlar ile barış yapmak zorunda kalmıştır.
Miladın başlamasıyla Hıristiyanlaşan Aramiler, M.S I. yüzyıla kadar bölgede çeşitli beylikler olarak örgütlenmişlerdi. M.S. 105 yılında Roma İmparator-luğu'nun doğu seferinde büyük bir Hıristiyan nüfusunun kıyıma uğradığı bilinmektedir. III. yüzyılda bölge Sasani ve Roma İmparatorluklarının çatışma alanı haline gelmektedir. Bu süreçte sınırlar oldukça değişkendir ve bölge sürekli el değiştirmektedir. 502'de Sasanileri'n Nusaybin'de güçlü bir garnizon kurmaları karşısında İmparator Anastasius Dara'yı tahkim ederek, burayı Bizans'ın doğudaki ordu karargahı haline getirir.
Bölgenin İslamiyet ile tanışıp yoğun bir Araplaşma sürecine maruz kalmaya başlaması 640'lı yıllara denk gelir. Halife Ömer dönemine denk gelen bu süreçte yerli halkın büyük çoğunluğu Hıristiyan'dır. VIII. yüzyıla kadar Arap aşiret ve aşiret federasyonlarının yoğun akınları ve iskanları sonucu bölge büyük oranda Araplaşır. Bölgede sırası ile Emevi ve Abbasi hanedanları Kızıltepe ve Mardin bölgesinde hakimiyet sağlamışlardır. Bu hakimiyet Abbasiler döneminde Mardin bölgesinin Bizanslılar tarafından yağmalanma-sıyla sarsıldıysa da, bedevi Hamdani Beyliği ile (IX. Yüzyılın sonu X. yüzyılın başı) Mardin bölgesindeki Arap hakimiyeti yeniden sağlanmıştır.
990'lara gelindiğinde Kızıltepe'nin Humeydiyye Kürtleri'nden olan Meyafarkin (Silvan) beyleri olan Mervaniler'in eline geçtiği görülmektedir. Bu durum bölgenin Selçuklu hakimiyetine girmesine kadar devam eder. 1040'lı yıllarda batı İran sınırına kadar gelmiş olan Türk boylarının, bazı Kürt kabileleri ile birlikte Cezire'nin kuzeyinden bölgeye girmeye başladıkları görülmektedir. 1071 Malazgirt Savaşı'nda Bizanslıların, Selçuklulara yenilmesinin ardından, 1085 yılında, Kızıltepe ve Mardin bölgesinin Artuk Bey tarafından fethedildiği görülmektedir. Bu süreç sonra Kızıltepe şehrinin önemi artmış ve günümüzde bile halen ayakta duran Dunaysır (Ulu Camii, 1204) Camii gibi birçok kamusal yapının inşa edildiği görülmektedir. Artuklulardan sonra bölgede sırasıyla Eyyübiler, İlhanlılar, Moğollar, Karakoyunlular ve Akkoyunluların varlıkları söz konusudur. 1507'den 1517'e kadar bölgede İranlı Safevi hakimiyeti söz konudur. 1513'te Çaldıran Savaşı ile Osmanlılar Safevileri mağlup etmiş ve onları bölgeden çekilmeye zorlamışlardır. Kısa sürede toparlanıp tekrar bölgeye akınlar düzenlemeyi planlayan Safeviler bu sefer, İdris-i Bitlisi'nin aracılığı ile Osmanlıların müttefiki olan Mezopotamya ve Doğu Anadolu'daki Kürt aşiretlerinin direnişi ile karşılaşmışlardır. Bu güçlü direnişi fırsat bilen Osmanlılar kuzeyden güneye doğru inmeye başlamışlardır. 1517 yılından itibaren bölge artık Osmanlı toprağı olarak zikredilmeye başlamıştır. Osmanlı hakimiyetindeki bölge, İmparatorluğun merkezine uzak olması, barındırdığı etnik ve dinin çeşitliliğin yanı sıra, bazı aşiretlerin güç dengelerinde söz sahibi olmak istemelerinden dolayı çeşitli isyan ve ayaklanmalarla Cumhuriyet dönemine kadar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı kalmıştır.
Kurtuluş Savaşı sürecinde Fransız işgali altında bulunan bölgedeki Kürt aşiretleri, Mustafa Kemal'in başlattığı kurtuluş mücadelesinde ona müttefik olmuş ve işgalci güçlere karşı birlikte savaşmışlardır. Bu süreçte yıkık viran bir köy görünümünde olan Koçhisar veya Tell Ermen'nin adı, 1937 yılında Kızıltepe olarak değiştirilmiş ve Mardin Vilayetine bağlı bir ilçe merkezi haline gelmiştir.
|
Bugüne Kadar 248199 ziyaretçi Burdaydı